106 yıllık muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile
yaklaşamadığı sayısız başarıları müzesinde rakiplerinin 2 katı kupası olan Türk
sporunda ilk ve teklerin takımı var olduğundan beri Türk olmayanları takımları
en çok yenen Türk takımı, ülkesinin medar-ı iftarı UEFA ve UEFA Süper Kupa
sahibi dünyanın en büyük taraftar oluşumunun gururu 1481’den beri kültürün simgesi 1905’ten
beri sporun beşiği anlı şanlı Galatasaray.
Evet Galatasaray Avrupa’da Türk kulüpleri içinde en
başarılısı, resmi kupa sayısı olarak da diğer rakiplerinden önde ama
Galatasaray’ın bu başarıları ezeli rakiplerinde olsa ne olurdu? Kesinlikle
Galatasaray’ın durumundan daha iyi konumda olurlardı.(Diğer takımları tutan
arkadaşlar umarım alınmaz) Yaşım küçük olduğundan Galatasaray yönetimleri
hakkında bilgim az ama istatistikler bize bir şeyler anlatabiliyor. Galatasaray
tarihi gördüğü en kötü yönetimi ile karşı karşıya. Öyle bir yönetim düşünün ki iki ay önce transferden sorumlu kişi
yönetimden istifa etmeden bir gazetede köşe yazarlığı yapıyor. Aynı kişi iki ay
önce daha iyisini bulamayacağını iddia ettiği Sabri Sarıoğlu’nu , köşe
yazısında Galatasaray’ın sağ beki olamayacağını yazıyor.
Öyle bir yönetim düşünün
ki seçim vaatleri olan futbol ve basketbol takımlarına sponsor desteğini
sağlayamamış durumda. Öyle bir yönetim düşünün ki taraftara hoş gözükmek için
yalan dahi söyleyebiliyor. Öyle bir yönetim düşünün ki her fırsatta kendi
transfer beceriksizliklerini 6 ay içinde 3 kupa birden kazanan hocasına
yükleyip taraftarın önüne atıyor ve hocasını günah keçisi olarak ilan ettirmeye
çalışıyor. Evet bunlar hayal gelebilir ancak bu gerçek Galatasaray yönetimi.Dün
oynanan Sivasspor maçı sonrası kulüp televizyonunda sarf edilen sözler sonrası
kulübü kapatıp gitmek gerektiğini düşündüm. Gündemi iyi takip etmeyenler
şaşırabilir lakin gerçekten Galatasaray yönetimi bu.
Yavaş yavaş dünkü Sivasspor - Galatasaray maçına geçelim. Öncelikle
Sergen Yalçın Galatasaray’ı iyi analiz
etmiş. (gerçi artık 10 yaşındaki çocuk bile Sabri’nin yetersiz olduğunu
biliyor.) Sergen Yalçın genellikle Aatıf’ı forvet arkasında serbest bir
pozisyonda oynatırdı. Mehdi Taouil’i ise ortadaki ikilide kullanırdı. Hoca
bundan vazgeçip Aatıf’ı sol kenara atıp Sabri’nin yetersiz oluşunu değerlendirdi.
Mehdi’i Hakan ve Adem Koçak’ın önüne koyarak orta sahasını sertleştirdi ve
Galatasaray orta sahasının yumuşaklığından çok güzel bir şekilde faydalandı. Eminim ki Sergen Yalçın Galatasaray’ın kadrosunu görünce ellerini
ovuşturmuştur. Maçta biraz becerikli olsalar ve Chedjou mükemmele yakın oynamasa
6-7 gol atabililerdi Galatasaray’a ancak 70. Dakikadan sonra oyundan düşmeleri
Sivasspor için bir handikap.
Galatasaray tarafında ise Bilal ve 75 dakika ne yaptığını
anlamadığım Olcan ile başlaması büyük bir hataydı. Olcan Adın geçen seneki
halinden pek bir fark yok ve Hamzaoğlu’nun bu ısrarına anlam veremiyorum. Maça
Bilal yerine ısrarla istenen Jem Karacan başlasa savunmada daha iyi bir görüntü
verirdi Galatasaray. Chedjou’nun mükemmele yakın oyunu Galatasaray adına bir
faciayı engelledi. Tabii burada Sivasspor’un beceriksiz oyuncularının etkileri
var.
Galatasaray’da Sneijder ve Podolski’nin hazır olmadığı aşikar. Aatıf’ın
her topu aldığında Sabri’yi geçmesi Sabri’nin her ileri gittiğinde geri
dönememesi sağ bek mevkisi adına her şeyi gözler önüne seriyor. Selçuk eminim dün
koşmaktan artık yüreyemiyordur. Selçuk dünkü maçta Galatasaray adına nadir 1-2
umut verici oyuncudan biri. Galatasaray’ın geçen seneki şampiyonluğunda büyük
katkı yapan Yasin dün yokları oynadığını söylesek boş konuşmayız herhalde.
Yasin iyi alan daraltan takımlar karşısında yapabilecekleri bu kadar. Bundan
daha fazlasını beklemek biraz hayalcilik. Yasin Sneijder ve geniş alan olmadan pekte
varlık göstereceğini düşünmüyorum. Dünün flaş olayı Burak Yılmaz’ın yedek
kalmasıydı. Hamza Hamzaoğlu taktik bir tercih olarak yorumlasa da, taraftar
nezdinde transfer ile alakalı olduğu düşünüldü. Burak dün oyuna ve Galatasaray’a
tempo getirdi oyuna isyan eden tek oyuncuydu. Evet Burak Galatasaray için
önemli bir oyuncu ama Galatasaray’ a geldiği iddia edilen teklif cezbedici
ancak teknik heyetin ve yönetimin hazırlıksız oluşu konuya şüpheyle bakmamıza
sebep oluyor.
SONUÇ
Bugün 16 Ağustos ve Galatasaray’ın en iyi ihtimalle 4 tane oyuncuya
ihtiyacı var. Galatasaray yönetiminin ağzına doladığı ‘’Financal Fair Play’’ tehlikesi var ama Galatasatay futbol takımının
herhalde bir ‘’SCOUT’’ ekibi var. Bütçeye ve eksiklere göre bu ekip bir araştırma
yapabilirdi. Bu plansızlık dâhilinde Galatasaray yeni sezona giriyor. Yazının
bundan sonraki kısmında umarım ben yanılırım. Öncelikle Galatasaray taraftarı
ve camiası Şampiyonlar Ligi’nde korkulu rüyalar görmeye hazırlansınlar. Avrupa’da
bu ekip ile başarı geleceğine inanan Galatasaray taraftarı var mı bilemiyorum.
Bu yönetimin koltuğunda kalmak için transferin son anlarında pazarın ucuz veya
pahalı, gerekli veya gereksiz olup olmadığına bakmaksızın transfer yapacağını
düşünüyorum. Geleceğe yönelik mantıklı adımları atabilecek ve sorunları
çözebilecek kimseyi göremiyorum Galatasaray’da. Zaten 15 gün içerisinde
çözülebilecek sorunlar olduğunuda düşünmüyorum. Galatasaray’ın ligde ‘’winner’’ oyuncuları
sayesinde yarıştan kopmayacağını ancak başarı gelmesini zor olarak ön
görüyorum. Yazımın son satırlarında Galatasaray’ı pek de parlak bir sezonu
beklemediğini söylersek yanlış olmaz herhalde.
Yorumlar
Yorum Gönder