Ana içeriğe atla

Analiz | Beşiktaş - Galatasaray




Spor Toto Süper Lig 5. haftasında Vodafone Arena da karşı karşıya geldi. Maç ilk yarı 2-2 beraberlikle sonuçlandı. İlk yarıyı oyun ve skor olarak çok üstün şekilde kapatan Galatasaray ikinci yarı skor olarak üstünlüğünü koruyamadı ve maç 2-2 beraberlikle sonuçlandı. Galatasaray’ın skoru koruyamaması sonucu Riekerink eleştirilerin odak noktası oldu. Şimdi gelin Riekerink doğrularına yanlışlarına hep birlikte bakalım.





Öncelikle Galatasaray maça buna yakın bir yerleşim ile başladı. Hafta içinde çoğumuz acaba Nigel De Jong da orta sahada başlatırsak daha iyi mi olur diye düşündük/yazdık. Hocanın basın toplantısında De Jong sakatlığının geçmediğini açıklamasının ardından bu kadroyu hepimiz tahmin ettik. Ben başta bu kadronun Beşiktaş'a cevap veremeyeceğini düşündüm ama Riekerink oyun planı çoğu futbol severdi yanılttı. Öncelikle Galatasaray gayet sakin başladı maça. Derbi maçında ve deplasmanda oynarken bu avantaj sağladı. Beşiktaş'ın amacı önde basıp Galatasaray’ı çıkartmamaktı. Riekerink bu presdeki hataları iyi analiz etmişti. Muslera ısrarla kısa pasla oyunu başlattı. Beşiktaş her ne kadar pres yaparsa yapsın Galatasaray topu savunmadan uzun kullanarak başlamadı. Bu doğru bir tercihti. Çoğunda bu prensi deldi Galatasaray. Beşiktaş önde pres yaptı yapmasına ama savunma hattı çok gerideydi, takım boyu uzadıkça uzadı. Ve Galatasaray için nur topu gibi boşluklar ortaya çıktı. Şunu ilk yarı çoğu kez gördük Galatasaray savunmada sakin bir şekilde top dolaştırıyor. Beşiktaş yavaş yavaş baskıya geliyor, top Tolga Ciğerci ile buluşuyor o hızlı ve dikine şekilde topu Galatasaray’ın ileri dörtlüsüne aktarıyor ve çoğunda Galatasaray tehlikesi ile sonuçlanıyordu. Galatasaray dün oyunu 2.bölgeye yerleşmeden oynadığı için hücumda Carole ve Sabri’nin defoları da kayboldu. Dün Riekerink oyun planı ile doğruyu bulduğunu yazabiliriz. Galatasaray açısından işin savunma kısmına bakalım şimdi de. İlk yarı Galatasaray’ı 1.5 yılı aşkın süredir bu kadar iyi yerleşirken görmedim. Geçen sene ofsayt tuzağını bile uygulamayan bir takımdı Galatasaray. Ön alan presinin dozu, futbolcuların doğru alan parsellemesi ve Tolga Ciğerci'nin muhteşem performansı eklenince ortadan gelemedi Beşiktaş. Top kenarlara gitti. Carole-Bruma ikilisi başta karşısında Olcay-Gökhan ikilisini buldu. Beşiktaş 40 dakika buradan hiç gelemedi. Bütün akınlar Galatasaray sağından Sabri'nin savunduğu bölgedendi. Şenol Güneş Quaresma'yı alıştığının aksine solda başlattı. Amacı Galatasaray’ın zayıf karnına saldırmaktı. Keza birkaç kez etkili oldu ancak orta sahadan yardım getiremeyince Beşiktaş, Cenk Tosun stoperlerim kucağında kaldı ve pozisyon üretemedi. Maçın genelindeki savunma yerleşimi ve 60-65 dakika süren ön alan presi sebebiyle gayet iyi iş çıkardı savunmada Galatasaray. Galatasaray’ın attığı ilk gol tamamen çalışmanın ürünüydü. Hazırlanış itibariyle tabiri caizse basketbolda oyuncuya boş üçlük attırmak gibiydi. Ceza sahasındaki tüm Galatasaraylılar Eren'e pozisyon hazırladı. Şansın ve Fabri'nin bariz hatasıyla gol geldi. Beşiktaş savunmasını uyyuttular. İkinci golde ise Bruma'nın güzel oyununu çilekle süslemesiydi. Beşiktaş orta sahası ve stoperlerinin arasından hızlıca süzüldü ve en çok eleştirildiği konu olan temiz ayak içi ile köşeye bıraktı.




Gelelim çok konuşulan ikinci yarıya Riekerink çok eleştirildiği bu 45 dakikaya. Şenol Güneş ikinci yarıya Oğuzhan ve Olcay'ı alıp Talisca ve Aboubakar'ı sürdü sahaya. Tüm riskleri aldı.60. Dakikada kadar 4-4-2 ile devam etti. Galatasaray yine sakindi ama bu kez yorgunluk baş göstermişti. Eren yorulmuştu ve ön alan presi azalmıştı bundan sebep Marcelo ve Tosic biraz daha öne çıktılar ve takım boyu kısaldı Beşiktaş’ın. Selçuk İnan 60. dakika civarı baldırını tutmaya başladı. Sneijder yorulmuştu ve Riekerink yine yerinde bir hamle yapıp ön alan presini soğutmamak için Bruma'yı ortaya, Sneijder'i sola gönderdi. Yasin yoruldu aksayan Sabri’ye yardımı azalmıştı. Her şeyden öte takımın oyun olarak en değerli oyuncusu Tolga Ciğerci sarı kartlıydı. Herkes orta sahaya taze güç gerektiğini gördü. Herhalde Jan Olde Riekerink de buraya değişiklik gerektiğini ön gördü ama bence Hamit'e güvenemedi veya geçen hafta yaşanan olaydan dolayı oyuna almak istemedi. Stoperler uzun atıyor Cenk ve Aboubakar şişirilen topları indirmeye, Gökhan ve Atiba sekenleri toplamaya çalıştı. Beşiktaş'ın bu oyunu taraftarın olduğunu da düşünürsek kabul edilebilir. Golden önce Riekerink oyuncu değişikliği vaktinin geçtiğinin farkına vardı ve aksayan Sabri yerine Cavanda'yı, takımın ilk yarıdaki oyuna gücü yetmediğini görüp topa daha çok sahip olmak için Yasin yerine Josue'yi aldı oyuna. Bunlarında gayet mantıklı hamleler olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş golden sonra daha da fazla koşmaya başladı. Evinde oynuyordu ve maçı çevirmek adına fırsat doğdu. Yine bir duran topta yine Chedjou'nun bariz hatasıyla kalesinde golü gördü Galatasaray. Bundan sonra orta sahalar tamamen oyundan düştü. Maç iki taraf içinde gitti geldi.




SONUÇ


Sorun sorumlusu olduğu iddia edilen ve yoğun elestirilere maruz kalan Jan Olde Riekerink'e fazla yüklenildiğini ve çoğu eleştirinin haksız olduğunu düşünüyorum. Galatasaray taraftarı beraberliğe razıydı ama ilk yarıdaki iyi oyun bir anda rüzgârı tersine çevirdi. Jan Olde Riekerink maç performans gayet iyiydi bence. Beşiktaş'ı iyi analiz etmişti, buna bağlı olarak doğru oyun planı ile sahaya sürdü takımını. Riekerink için elbette benim içinde soru işaretleri var ama dünkü performansı gayet iyiydi. Galatasaray üst düzey bir oyun oynamadı ancak bu lig için yeterli bu oyun. Riekerink eleştirilecek konu ise hücumdaki üretkensizlik hala buna bir çözüm bulamaması ve oyundan çabuk düşmesi. Galatasaray da sakatların dönmesinin ardından Riekerink için daha net yorumlar yapabiliriz. Beşiktaş ve Şenol Güneş bu maça iyi hazırlanamamış. Chedjou'nun iki tane bireysel hatası olmasa skor buralara gelir miydi? diye sorgulanması gerekiyor. Beşiktaş taraftarı ise inanılmaz bir yanılgı da bu kaos futbolunu her zaman oynayamaz. Taraftarın desteği, derbi maçı olması sebebiyle iyi oyun gibi gözüktü ama elle tutulur hiç bir yanı yok. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Savunma Sanatı | Catenaccio

Defansif futbol bir resim olsaydı Mona Lisa'sı "Catenaccio" olurdu. "Catenaccio" İtalyanca'da asma kilit anlamına gelmektedir. Doğuşu ve Mucidi Katenaçyo'nun doğuşu adını aldığı coğrafyada doğmadı. Katenaçyo İsviçre'de Karl Rappan tarafından bulunur. Rappan, Servette ve İsviçre Milli Takımını çalıştırmaktadır. Ancak Rappan'ın bir sorunu vardır. Takımlarının gol yemesinden şikâyetçidir ve 3-2-5 sistemine karşı olan Rappan, bu sisteme antitodunu bulmaya kararlıdır. Rappan, forvetten birer oyuncu eksilterek 1-3-3-3 sistemini ortaya çıkarttı. Lâkin bu sistemin felsefe olarak görülüp dünyayı fethetmesi biraz zaman alacaktı. Viani'nin Katenaçyosu Katenaçyonun bir felsefe halini alması adının verildiği topraklara gelmesi ile olur. Katenaçyoyu bir felsefe halini almasını sağlayan isim ise Gipo Viani'dir. Viani, Salernitana ile Serie B'de katenaçyo ile şampiyon oluyordu. Viani, takımını oldukça geriye çekiyor topu raki

Hız Tutkunları | F1 Şampiyonları

‘’İkinci bitiren birinci kaybedendir.’’   -Ayrton Senna Ünlü Alman fizikçi Albert Einstein der ki: ’’ Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. İnsanlar sadece 2’ye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.’’  Formula 1 pilotları da ikiye ayrılır: Şampiyon olanlar ve olamayanlar. Formula 1 Dünya Şampiyonası ilk düzenlendiği 1950’den bu yana birçok pilot gördü. Fangio,Schumacher ,Senna,Prost,Brabham,Hill,Lauda,Icxy,Hunt,Hakkinnen ve birçokları ancak bunlar içinde en dikkat çekenleri kesinlikle şampiyon olanlarıdır. İşte bu şampiyonları Formula 1’in ilk düzenlediği seneden itibaren derlemeye çalıştım.

Maç Raporu | Astana - Galatasaray

Şampiyonlar Liginde 2. hafta dün start aldı. Temsilcimiz Galatasaray Kazakistan deplasmanında Astana ile 2-2 berabere kaldı. Galatasaray'ın sıkıntılı günlerin geçericeğini çok önceden yazmıştık. Transfer döneminin de ki fiyaskonun ardından sezonun aynı şekilde geçeceği aşikardı. Hamza Hamzaoğlu ve Galatasaray geçen senede kaldı. Galatasaray, geçen senede pek bir farkı yok. Tek fark, artık Muslera ütopik kurtarışlar yapıp takımı ipten alamıyor. Maça geçecek olursak ilk 45 dakika Galatasaray adına Sneijder'in şutları ve Bilal'in attığı golden başka futbol adına pek bir şey yoktu. Astana ise Galatasaray'a oranla daha derli toplu bir takım görüntüsü verdı. Özellikle Galatasaray'ın pres yaptığı dakikalarda pasla presi çok güzel kırdılar. Maksimovic, oyunu yönlendiren isimdi Astana adına. Genç oyuncu pas organizasyonlarında takımını harika yönetti. Astana adına eksi ise pasla kırdıkları presin ardından hücum bölgesinde kısır kalmalarıydı. İkinci yarıda ise bambaşka bir