Ana içeriğe atla

Stamford Bridge'de Manchester City Dominasyonu


İngiltere Premier Ligi 7. haftasında son şampiyon Chelsea ile geçen sezon istediğini bulamayan ve bu sezona fırtına gibi giren Manchester City, Stamford Bridge'de karşı karşıya geldi. Maçın üstün oyunuyla 1-0 kazanan Manchester City oldu. Manchester City'nin tek golü yıldız futbolcusu Kevin De Bruyne'den geldi. Bu sonuçla birlikte 7 haftanının sonunda 19 puanla lider olarak milli takım arasına girerken, son şampiyon Chelsea liderin 6 puan gerisinde 4. sırada milli takım arasına giriş yaptı.


Chelsea geçen sezon şampiyon olurken Antonio Conte 3-4-3'ü tercih etmiş ve şampiyonlukta kenar forvetler büyük önem teşkil etmişti. Lakin bu sezon Matic'in gidişi, yerine gelen ne Bakayoko ne de Fabregas istenen seviyede değil. Bu sebeple Conte'yi bu sezon özellikle zorluk seviyesi yüksek maçlarda yukarıdaki gibi 3-5-1-1'i tercih ederken izliyoruz. Buradaki temel amaç orta sahayı daha kalabalık tutup hücumda işi biraz daha bireyselliğe döndürmekti. Kante-Bakayoko sürpriz koşular çıkarıp, sorunlu bölgesi olan City savunmasının dengesini bozmayı amaçlayordu İtalyan teknik adam. Pep Guardiola ise 3'lü savunmadan vazgeçip 4'lü bir düzene dönmüş gibi gözüküyordu. Conte'yi ve Chelsea'yi iyi analiz eden Guardiola ise Fabian Delph ve Kyle Walker'ı false bek olarak kullanıyordu. Delph ve Walker, kalabalık Chelsea orta sahasının Silva ve De Bruyne olan baskısını azaltmak ve onlara alan açmak amacıyla bu görev verilmişti. Guardiola bir bakıma kenarları riske ediyordu. Azpilicueta ve Marcos Alonso'yu, Sterling ve Sane ile baş başa bırakmıştı. Chelsea bu maç özelinde wing bek olarak Azpilicueta (Azpilicueta'nın wing bek olarak performansını iyi olmadığını düşünüyorum) yerine Moses ile başlasa City savunmasının başını ağrıtabilirdi. City çok geniş alanda oynamayı tercih ediyordu bu da başka riskti. Zira elinde Morata, Hazard, Pedro, Willian gibi geniş alanda çok çok etkili futbolcular bulunduran bir rakibe karşı oynuyordu.

Kyle Walker'ın false bek oyununa örnek
Fabian Delph'in false bek oyununa örnek
Maça yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi başladı her iki takımda. Guardiola'nın planı tutmuştu ve De Bruyne çok büyük alanlar bulmaya başladı 15-20.dakikalardan sonra. Chelsea orta sahası false bekler Walker-Delph ile uğraşırken De Bruyne half space rolünde oyunun kontrolünü ele alıyordu. Conte buna ilk yarıda Fabregas'ı biraz daha sol kenara yakınlaştırarak çözmeye çalıştı ancak durduramadı. 30.dakikadan sonra Fabregas orta sahadaki 3'lünün ortasında oynamaya başlarken Bakayoko, De Bruyne durdurmak adına sola yanaşıyordu. Bu kez de Chelsea orta sahasında boşluklar büyümeye başladı ve Gabriel Jesus-David Silva ikilisine alanlar çoğalmıştı. City her ne kadar oyuna hükmetse de Chelsea ceza sahasına girmekte ve pozisyon üretmekte zorlanıyordu. Bunu çözmek adına Guardiola, Silva'yı sol half space oyuncusundan ziyade forvet arkası gibi kullanmaya karar verdi. Chelsea orta sahası çözüm üretmezken, bu fazla da riskli bir hamle olmadı. Bu değişiklikten sonra City, kenarları daha etkin kullanmaya başladı ve etkili hücumlar geliştirdi.

Maçın adamı seçilen Kevin De Bruyne istatistikleri
Chelsea tarafında ise Conte, Guardiola'nın aldığı riski cezalandırmak adına özellikle Alonso'yu daha önde kullanmaya çalışıyordu ancak burada da Chelsea'nin savunmadan top çıkaramama sorunu baş gösterdi. David Luiz'in yokluğu ve Azpilicueta'nın stoper yerine wing bek olarak kullanılması topu kullanma noktasında sorun yaşatıyordu. Christiensen her ne kadar iyi top kullanabiliyor olsa da Gabriel Jesus'un şok presi karşısında afallamaya başladı. Morata sakatlığı sonucu oyundan çıkmasından sonra Chelsea rakip yarı alanda top tutamaz hale geldi. İlk yarı Chelsea'nin tek etkili hücumunu maçın başında Morata dışarı atıyordu. Chelsea burada golü bulsa bu kadar çok açık alan verir miydi merak konusu açıkcası.


İki takımda içeriye girdikleri on birler ile sahaya geri döndüler. Conte, De Bruyne oyunu kontrol ettiğinin farkındaydı ve Bakayoko'yu adam adama savunma görevi verdi. İlk yarıda Bakayoko De Bruyne kapatmaya gittiği anlarda Chelsea ters kanatta açıklar veriyordu. Buna çözüm üretmek adına Willian sağ kenara yakın oynamaya başladı. Chelsea artık savunmada 5-4-1 gibi diziliyordu. Sertliği de arttırınca, City orta sahasının üstünlüğü kırmayı başardılar. Willian'ın savunmaya yardımları sayesinde Delph ile orta sahanın ilgilenmesi gerekmiyordu artık.  Hücumda ise hücumun yönünü değiştirerek Guardiola'nın aldığı riski cezanlandırmak istediler. City'nin attığı golde Bakayoko'nun, De Bruyne unuttuğu bir anda geldiğini gördük. Conte'nin ikinci yarıdaki planı daha iyiydi ancak bireysel bir hata maça ellerinden kayıp gitmesine sebebiyet verdi. Golden sonra Conte, Bakayoko yerine Batshuayi, Hazard yerine ise Pedro'yu alarak geçen sezon oynadığı düzen olan 3-4-3'e geçiş yaptı. Chelsea wing bekleri (Azpilicueta-Alonso) City beklerinin arkasına sarkmaya başladı ancak Chelsea orta sahada dengelediği oyunu yeniden kaybetmeye başladı. Guardiola'nın Sane-İlkay değişikliği ile orta sahayı tamamen ele geçirdi ve bu maçın fişini çektiği anlamına geliyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Savunma Sanatı | Catenaccio

Defansif futbol bir resim olsaydı Mona Lisa'sı "Catenaccio" olurdu. "Catenaccio" İtalyanca'da asma kilit anlamına gelmektedir. Doğuşu ve Mucidi Katenaçyo'nun doğuşu adını aldığı coğrafyada doğmadı. Katenaçyo İsviçre'de Karl Rappan tarafından bulunur. Rappan, Servette ve İsviçre Milli Takımını çalıştırmaktadır. Ancak Rappan'ın bir sorunu vardır. Takımlarının gol yemesinden şikâyetçidir ve 3-2-5 sistemine karşı olan Rappan, bu sisteme antitodunu bulmaya kararlıdır. Rappan, forvetten birer oyuncu eksilterek 1-3-3-3 sistemini ortaya çıkarttı. Lâkin bu sistemin felsefe olarak görülüp dünyayı fethetmesi biraz zaman alacaktı. Viani'nin Katenaçyosu Katenaçyonun bir felsefe halini alması adının verildiği topraklara gelmesi ile olur. Katenaçyoyu bir felsefe halini almasını sağlayan isim ise Gipo Viani'dir. Viani, Salernitana ile Serie B'de katenaçyo ile şampiyon oluyordu. Viani, takımını oldukça geriye çekiyor topu raki

Hız Tutkunları | F1 Şampiyonları

‘’İkinci bitiren birinci kaybedendir.’’   -Ayrton Senna Ünlü Alman fizikçi Albert Einstein der ki: ’’ Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. İnsanlar sadece 2’ye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.’’  Formula 1 pilotları da ikiye ayrılır: Şampiyon olanlar ve olamayanlar. Formula 1 Dünya Şampiyonası ilk düzenlendiği 1950’den bu yana birçok pilot gördü. Fangio,Schumacher ,Senna,Prost,Brabham,Hill,Lauda,Icxy,Hunt,Hakkinnen ve birçokları ancak bunlar içinde en dikkat çekenleri kesinlikle şampiyon olanlarıdır. İşte bu şampiyonları Formula 1’in ilk düzenlediği seneden itibaren derlemeye çalıştım.

Maç Raporu | Astana - Galatasaray

Şampiyonlar Liginde 2. hafta dün start aldı. Temsilcimiz Galatasaray Kazakistan deplasmanında Astana ile 2-2 berabere kaldı. Galatasaray'ın sıkıntılı günlerin geçericeğini çok önceden yazmıştık. Transfer döneminin de ki fiyaskonun ardından sezonun aynı şekilde geçeceği aşikardı. Hamza Hamzaoğlu ve Galatasaray geçen senede kaldı. Galatasaray, geçen senede pek bir farkı yok. Tek fark, artık Muslera ütopik kurtarışlar yapıp takımı ipten alamıyor. Maça geçecek olursak ilk 45 dakika Galatasaray adına Sneijder'in şutları ve Bilal'in attığı golden başka futbol adına pek bir şey yoktu. Astana ise Galatasaray'a oranla daha derli toplu bir takım görüntüsü verdı. Özellikle Galatasaray'ın pres yaptığı dakikalarda pasla presi çok güzel kırdılar. Maksimovic, oyunu yönlendiren isimdi Astana adına. Genç oyuncu pas organizasyonlarında takımını harika yönetti. Astana adına eksi ise pasla kırdıkları presin ardından hücum bölgesinde kısır kalmalarıydı. İkinci yarıda ise bambaşka bir