Premier Lig'de geçen hafta sonu ilk yarının son maçları oynandı ve 19.hafta tamamlandı. Lig her ne kadar korkunç bir maç fikstürüne girmiş şekilde devam etse de biz yine ilk 19 hafta sonunda ligin ''en''lerine birlikte bakalım.
Sezon öncesinde şu oluşan puan durumunu veya Manchester City kasırgasının bu kadar büyük olacağını kimse tahmin etmiyordu muhtemelen. Sezon başında otoritelerce 3 güçlü şampiyonluk adayı vardı elimizde. Birincisi son şampiyon kontenjanından olan Chelsea idi. Sezon başında her ne kadar kriz yaşasalar da geçen sezon ligi yerle bir etmişlerdi tabiri caizse. İkincisi ise Jose Mourinho'nun United'ı idi. Mourinho'nun gittiği her takımda 2.sezonlarında şampiyon olmuştu. Bu istatistik ve sezon öncesindeki hazırlık maçlarında yenilgi almadan geliyorlardı. Her ne kadar Süper Kupa kaybedilse de maçın ikinci yarısında oynanan oyun ümit vermişti. Üçüncüsü ise Manchester City. Pep Guardiola yönetiminde geçen sezon hayal kırıklığı yaşayan City sezon sonunda kadroda ufak çaplı bir revizyona gitti. Sezon öncesindeki maçlarda ise iyi bir görüntü çzimişlerdi ancak kimse ligi domine edeceklerini düşünmüyordu.
İlk yarının en iyi teknik direktörü: Pep Guardiola
İstatistikler, rekorlar her şeyi alt üst eden bir performans gösterdi City. Tabii bu başarı da en büyük pay Pep Guardiola'ya ait. Geçen sezona oranla kadroda yaptığı ufak çaplı değişim, Sterling'i getirdiği seviye, 19 maçta 18 galibiyet, 1 beraberliklik performans, takımın oynadığı oyun... Liste uzayarak devam eder. Geçen sezon ki alışma sürecinden sonra Guardiola'nın yaptıkları takdire şayan ve muhtemelen sezon sonunda da en iyi teknik direktör ünvanını korumaya devam edecek İspanyol teknik adam.
İlk yarının en iyi futbolcusu: Kevin De Bruyne
Pep Guardiola'yla ile birlikte bu sezon bambaşka bir oyuncuya dönüştü De Bruyne. Sezonun ilk yarısı için en değerli performansı gösterdi. De Bruyne ve David Silva, City için çok önemli bir rolde ancak De Bruyne, David Silva'yı gölgesinde bırakmayı başardı. Ligi takip eden her futbolsever için Tottenham maçında özellikle Alli'nin müdahalesinden sonra oynadığı oyun müthişti. Bu sezon ligde 1712 dakika sahada kalan De Bruyne toplamda 15 kez skora etki etti ancak De Bruyne takım için önemi ve oynadığı oyun istatistiklerle açıklamak yavan kalır.
İlk yarının en iyi çıkış gösteren futbolcusu: Raheem Sterling
Buraya yine Kevin De Bruyne yazılabilirdi ancak Sterling'e hakkını teslim etmek gerekiyor. İngiliz futbolcu ilk çıkış yaptığında İngiliz medyası yeni Messi diyerek her zaman olduğu gibi abartıya kaçıyordu. Liverpool döneminden sonra ise tam bir fiyasko olarak geçti. Guardiola ile birlikte kesinlikle en iyi performansını gösteriyor. Oyunun sıkıştığı, City'nin üretemediği anlarda yaptığı savunma arkası koşuları ile takımın galibiyet serisinin bozulmamasına birçok kez doğrudan etki etti. Ligde oynadığı 18 maçta 13 gol atıp 6 asist yapan Sterling kariyerinde en çok skora etki ettiği sezonu yaşıyor ve önümüzde daha 19 maç var. Gelebileceği noktayı şu an kestiremesek de sezon sonunda ligin en iyi futbolcusu seçilirse kimse şaşırmamalı.
En iyi transfer: Mohamed Salah
Sezon başında 40 milyon avro gibi şu anda ucuz sayılabilecek bir bonservis ile alınmıştı. Geldiğinde her ne kadar başarılı olamayacağımı düşünsem de yanıltmayı başardı. Ligde gol krallığında 15 golle lider durumda ve takımın çilingiri konumunda. Ligde Manchester City gibi bir takım olmasa geçen sezon Eden Hazard'ın yaptığı etkiye benzer bir etki yapabilirdi ancak City ekibi tüm ilgiyi üzerlerine çekmiş durumda.
İlk yarının en büyük hayal kırıklığı olan futbolcusu: Alexis Sanchez
Buraya birçok isim yazılabilirdi ancak en kötü performans Alexis'den geldi. Takımını taşımasını beklenirken her gün kötüye giden bir Alexis görüyoruz. Sezon başında transfer dedikoduları dolaşıp durdu ancak Alexis takımda kaldı. Hala da bu transfer dedikoduları devam ediyor ancak Alexis'in performansı çok kötü durumda. Her maç neredeyse aldığı her 2 toptan 1 rakibine veriyor Alexis. Ligde şu anda 7 gole ulaşmış durumda ancak Alexis'in performansı birçok maçta kabul edilebilir bile değildi. Transfer döneminin yaklaştığı, sezon sonu kontratının biteceği gerçeği dönüp dururken performansının da bu denli düşük olması ''acaba gitmek mi istiyor?'' sorularını beraberinde getiriyor.
En büyük hayal kırıklığı olan teknik direktör: Maurico Pellegrino
Muhtemelen bu konu için Jose Mourinho, Antonio Conte'nin adı da geçebilirdi. Sonuçta şampiyonluk adaylarıydı ancak City'nin 15-16 puan gerisindeler ve daha ligin ilk yarısı tamamlandı. Bu kabul edilemez gibi durum ancak City aşırı bir performans gösteriyor. Normal şartlar altında bu iki teknik adam hala yarışın içinde olurdu hatta lider durumda bile olabilirlerdi bu sebeple bu iki ismin en büyük hayal kırıklığı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Southampton cephesi Claude Puel ile yollarını ayırırken bu kadar geri gideceklerini tahmin etmemiştir muhtemelen. Puel'in elinde olan kadroaya Lemina, Hoedt gibi takviyeler yapılmasına rağmen Saints gün be gün eridi. Ligde düşme hattının sadece 2 puan gerisindeler ve bu kadroun yapabilecekleri çok çok daha fazla. Geçen sezon 7.sırada tamamlayan bu takımın oyunu şu an oynanan oyun arasında çok büyük farklar var. Claude Puel'in Leicester City'de yaptıklarını da göz önüne alırsak Maurico Pellegrino tercihi tam bir fiyasko oldu diyebiliriz sanırım.
Sezon öncesinde şu oluşan puan durumunu veya Manchester City kasırgasının bu kadar büyük olacağını kimse tahmin etmiyordu muhtemelen. Sezon başında otoritelerce 3 güçlü şampiyonluk adayı vardı elimizde. Birincisi son şampiyon kontenjanından olan Chelsea idi. Sezon başında her ne kadar kriz yaşasalar da geçen sezon ligi yerle bir etmişlerdi tabiri caizse. İkincisi ise Jose Mourinho'nun United'ı idi. Mourinho'nun gittiği her takımda 2.sezonlarında şampiyon olmuştu. Bu istatistik ve sezon öncesindeki hazırlık maçlarında yenilgi almadan geliyorlardı. Her ne kadar Süper Kupa kaybedilse de maçın ikinci yarısında oynanan oyun ümit vermişti. Üçüncüsü ise Manchester City. Pep Guardiola yönetiminde geçen sezon hayal kırıklığı yaşayan City sezon sonunda kadroda ufak çaplı bir revizyona gitti. Sezon öncesindeki maçlarda ise iyi bir görüntü çzimişlerdi ancak kimse ligi domine edeceklerini düşünmüyordu.
İlk yarının en iyi teknik direktörü: Pep Guardiola
İstatistikler, rekorlar her şeyi alt üst eden bir performans gösterdi City. Tabii bu başarı da en büyük pay Pep Guardiola'ya ait. Geçen sezona oranla kadroda yaptığı ufak çaplı değişim, Sterling'i getirdiği seviye, 19 maçta 18 galibiyet, 1 beraberliklik performans, takımın oynadığı oyun... Liste uzayarak devam eder. Geçen sezon ki alışma sürecinden sonra Guardiola'nın yaptıkları takdire şayan ve muhtemelen sezon sonunda da en iyi teknik direktör ünvanını korumaya devam edecek İspanyol teknik adam.
İlk yarının en iyi futbolcusu: Kevin De Bruyne
Pep Guardiola'yla ile birlikte bu sezon bambaşka bir oyuncuya dönüştü De Bruyne. Sezonun ilk yarısı için en değerli performansı gösterdi. De Bruyne ve David Silva, City için çok önemli bir rolde ancak De Bruyne, David Silva'yı gölgesinde bırakmayı başardı. Ligi takip eden her futbolsever için Tottenham maçında özellikle Alli'nin müdahalesinden sonra oynadığı oyun müthişti. Bu sezon ligde 1712 dakika sahada kalan De Bruyne toplamda 15 kez skora etki etti ancak De Bruyne takım için önemi ve oynadığı oyun istatistiklerle açıklamak yavan kalır.
İlk yarının en iyi çıkış gösteren futbolcusu: Raheem Sterling
Buraya yine Kevin De Bruyne yazılabilirdi ancak Sterling'e hakkını teslim etmek gerekiyor. İngiliz futbolcu ilk çıkış yaptığında İngiliz medyası yeni Messi diyerek her zaman olduğu gibi abartıya kaçıyordu. Liverpool döneminden sonra ise tam bir fiyasko olarak geçti. Guardiola ile birlikte kesinlikle en iyi performansını gösteriyor. Oyunun sıkıştığı, City'nin üretemediği anlarda yaptığı savunma arkası koşuları ile takımın galibiyet serisinin bozulmamasına birçok kez doğrudan etki etti. Ligde oynadığı 18 maçta 13 gol atıp 6 asist yapan Sterling kariyerinde en çok skora etki ettiği sezonu yaşıyor ve önümüzde daha 19 maç var. Gelebileceği noktayı şu an kestiremesek de sezon sonunda ligin en iyi futbolcusu seçilirse kimse şaşırmamalı.
En iyi transfer: Mohamed Salah
Sezon başında 40 milyon avro gibi şu anda ucuz sayılabilecek bir bonservis ile alınmıştı. Geldiğinde her ne kadar başarılı olamayacağımı düşünsem de yanıltmayı başardı. Ligde gol krallığında 15 golle lider durumda ve takımın çilingiri konumunda. Ligde Manchester City gibi bir takım olmasa geçen sezon Eden Hazard'ın yaptığı etkiye benzer bir etki yapabilirdi ancak City ekibi tüm ilgiyi üzerlerine çekmiş durumda.
İlk yarının en büyük hayal kırıklığı olan futbolcusu: Alexis Sanchez
Buraya birçok isim yazılabilirdi ancak en kötü performans Alexis'den geldi. Takımını taşımasını beklenirken her gün kötüye giden bir Alexis görüyoruz. Sezon başında transfer dedikoduları dolaşıp durdu ancak Alexis takımda kaldı. Hala da bu transfer dedikoduları devam ediyor ancak Alexis'in performansı çok kötü durumda. Her maç neredeyse aldığı her 2 toptan 1 rakibine veriyor Alexis. Ligde şu anda 7 gole ulaşmış durumda ancak Alexis'in performansı birçok maçta kabul edilebilir bile değildi. Transfer döneminin yaklaştığı, sezon sonu kontratının biteceği gerçeği dönüp dururken performansının da bu denli düşük olması ''acaba gitmek mi istiyor?'' sorularını beraberinde getiriyor.
En büyük hayal kırıklığı olan teknik direktör: Maurico Pellegrino
Muhtemelen bu konu için Jose Mourinho, Antonio Conte'nin adı da geçebilirdi. Sonuçta şampiyonluk adaylarıydı ancak City'nin 15-16 puan gerisindeler ve daha ligin ilk yarısı tamamlandı. Bu kabul edilemez gibi durum ancak City aşırı bir performans gösteriyor. Normal şartlar altında bu iki teknik adam hala yarışın içinde olurdu hatta lider durumda bile olabilirlerdi bu sebeple bu iki ismin en büyük hayal kırıklığı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Southampton cephesi Claude Puel ile yollarını ayırırken bu kadar geri gideceklerini tahmin etmemiştir muhtemelen. Puel'in elinde olan kadroaya Lemina, Hoedt gibi takviyeler yapılmasına rağmen Saints gün be gün eridi. Ligde düşme hattının sadece 2 puan gerisindeler ve bu kadroun yapabilecekleri çok çok daha fazla. Geçen sezon 7.sırada tamamlayan bu takımın oyunu şu an oynanan oyun arasında çok büyük farklar var. Claude Puel'in Leicester City'de yaptıklarını da göz önüne alırsak Maurico Pellegrino tercihi tam bir fiyasko oldu diyebiliriz sanırım.
Yorumlar
Yorum Gönder